tınmak
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
tınmak
ф. 1) игътибар итү; 2) аваз бирү
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
tınmak
ölmek, bitmek, tükenmek, dinmek, kesilmek. Alanı akkaları tınñandı: onların dedeleri ölmüş, anı karıvu alkın tınmağandı: onun kuvveti henüz tükenmedi, avruğan kart tınarğa caravludu: hasta ihtiyar ölecek gibi, gırcınlığıbız tınñandı: ekmeklik unumuz tükendi, tavuşla tındıla: sesler kesildi, sesler dindi, adam ayağı tınñandan sora: adam ayağı kesildikten sonra, nege tınçaymaysa tınmaysa: niçin rahatlamıyorsun sakinlemiyorsun?
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
tınmak
dinlenmek, solumak, nefes almak; dinmek, sonu gelmek,I, 206, 207, 529; II. 28, 40, 176, 204, 316;III, 158 tın