tüş
Kyrgyz—Turkish Dictionary
tüş
ı, öğle zamanı; çak tüş yahut çañkay tüş: tam öğle zamanı; calğan tüş: öğle zamanından bir iki saat önceki vakit; çın tüş: öğle zamanı; tüş ooy: öğleden sonra: tüş kayşayıp kele catat: güneş zaval vaktına iniyor; tüştön kiyin 1) öğle zamanından sonra, 2) vakti zamanından sonra, ihtiyaç geçtikten sonra (ör. bk. kösöö ıı); tüştö: 1) öğle zamanında; 2) tam zamanında, münasip çağında, tam vaktında, (ör. bk. tülkü ve tölgö).
ıı, ruya, düş; tüşkö kir-: ruyaya girmek; tüşümö kirdi: rüyama girdi; tüşümdö kördüm: rüyamda gördüm; üç uktasa, tüşünö kirgen emes: üç defa uyursa bile rüyasına girmez, (rüyasında bile görmemiş).
ııı, 1. düşmek, inmek; sarkmak; attan tüş-: attan inmek; kolğo tüş-: ele geçmek, yakayı ele vermek; kış tüştü: kış geldi; monçoğo tüş-: hamama gitmek, hamamda yıkanmak; sarayğa tüş-: hana inmek; arağa tüş- bk. ara 1; eske tüş-: hatıra gelmek, hatırlamak; köpkö tüş-: ammenin, cemiyetin fikrine başvurmak; akılğa tüş-: bk. akıl; beş somğo tüştü: beş rubleye mal oldu; satkan maldan tüşkön akça: satılan hayvandan alınan para; alma sabağınan artık tüşpöyt ats.: elma sapından daha fazla olmaz; 2. işin aniliğini yahut kuvvetini ehemmiyetle kaydetmek için yarar; kulağı çur dey tüştü: birdenbire kulakları çınladı; mıltık tars dey töştü: tüfek sesi duyuldu; çañ- topoloñ tüşüp ketti: itiş-kakış gürültü- patırtı başladı; baarı birdey çuu dey tüştü: hepsi birden çığlık kopardı; közü çakçaya düştü: gözleri faltaşı gibi açıldı; 3. aşmak (dişiye).
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
tüş
1. Rüya, düş. İgi ~: tatlı rüya, ~de körgenin aytadı: rüyada gördüğünü söylüyor, ~ kitap: rüya tabir kitabı, ~ümdeça: rüyamda gibi, ~de tünümde: rüyamda gerçek yaşamımda, anı ~ü tünü da birdi: onun rüyası da gerçek hayatı da birdir; 2. Öğle, öğle vakti. Kün ~ge aylandı: gün öğleyi geçti, kün ~ge keldi: gün öğleyi buldu, ~ge deri ömürüñ bolsa keçege deri azık cıy (as.): öğleye kadar ömrün olsa bile geceye kadar azık topla.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
tüş
eğlek, durak, yolculukta dinlenilecek yer ve konulacak zaman,I, 330
düş, rüya, düş azması, ihtilam,III, 18, 125, 266