tündük
Kyrgyz—Turkish Dictionary
tündük
1. gecelik, bir gece müddet; bir tündük col: bir gecelik yol; 2. şimali 3. obanın, uuk’ların (bk. uuk) üst uçlarıyla tutulan, yukarıdaki ahşap dairesi; tündüktün közü: tündükteki deliklerdir, ki bunlara uuk’aların üst uçalrı sokulur; tündük cabuu: tündük’ü kapatmaya mahsus keçe parçası; tündük tüşür- mec.: bikrini izale etmek; bir tündüktön kün kör: beraber yaşamak, bir çatı altında yaşamak tündüktön kuyulup turğanday: gökten yağar gibi; 4. dizilmiş boncuklarıyla birlikte sicim uzunluğu ölçüsü; bir (eki, üç) tündük şuru aldım: (iki, üç ve s.) tündük boncuk aldım; 5. tekerlek ispiti.
Last searches:
- Catma,
- bağdaşmak,
- kökeliş,
- eşittürmek,
- çubalçı,
- behalovat,
- erden,
- zahra,
- köretmek,
- üzüdönük,
- appa,
- ötlüg,
- geten,
- bedbextlik,
- promontory,
- tayma,
- saylaghliq,
- halqum,
- əsərəlamət,
- ashyo,
- setlik,
- tündük