tuban
Pure Turkish to Turkish (Kuleli)
tuban
1. Alçak, Aşağı
2. Bayağı
Uzbek—English Dictionary (Dirks, 2005)
tuban
low; lowly, base; beneath, below. tanqiddan ~ not worthy of criticism. ~ga down. ~da below, following. ~dagi the following...
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
tuban
sis, duman. Ertdenñi ~: sabahki sis, özenlege kalın ~ tüşgendi: vadilere kesif bir sis inmiş, ~ cavum: sisli yağmur, ~ kün colğa çıkdıla: sisli gün yola çıktılar, özenni ~ basdı: vadiyi sis kapladı, ~ da acaşğan: siste kaybolan, “~ tübünde corğa alaşa (bilm.): sis altında rahvan at [kurt], koyla cerni bukulatıp bolğannı ~dan aldırdıla: koyunlar yeri tozutarak her tarafı dumana boğdular, başın kara ~ bashandı (d): kafasını karanlık bir sis kaplamış, kafası derin düşüncelere dalmış, ~ña kirgença: sise girmiş gibi, közüne ~ tüşgendi: gözüne duman inmiş, ~da acaşmağan boranda acaşmaz (as.): siste kaybolmayan fırtınada kaybolmaz, ~nı tulukğa cıyalmazsa (d): dumanı tuluma toplayamazsın, tul ~: toz duman, ortalık tul ~dı: ortalık toz duman.