teyri
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
teyri
tanrı, ilah. Teyri dep aytama: Tanrı diye söylüyorum, vallahi diye söylüyorum, ~ eşik: nur kapısı (ermiş kimselere Allah’ın kısmet ettiğine inanılan aydınlanma hali, kişi o sırada neyi isterse olurmuş, putperestlik ile İslam bir birine karıştırılmıştır), ~ eşik açıldı: ilahi nur kapısı açıldı, nura gark oldu, ~ carık: ilahi nur, akşam kızıllığı, tan kızıllığı, kün batıp ~ carık tüşgen edi: güneş batmış ve akşam kızıllığı çökmüştü, ~ bilmeyme: vallahi bilmiyorum, ~ lâzim: billahi lazim, ~ adamı: Tanrı aşkına, ~ adamı seni urup başıñı sırdırırma: tanrı aşkına vurup senin kafanı kırarım, ~ künün kördük (d): Allah gününü gördük, ~ kılıç: ebem kuşağı, ~ ursun: Allah çarpsın, ~ teriñi alsın, börü tonuñu alsın (tekerleme şeklinde buddua): Tanrı derini alsın, kurt kürkünü alsın, ~ köp bersin: Tanrı çok versin, “~ oñarsın-~calbarsın- oñ kolğa iysin-~oñ colğa iysin” (alğış isimli duadan mısralar): Tanrı onarsın-Tanrı yarlıgasın-Tanrı sağa göndersin-Tanrı sağ yola göndersin.