temper
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
temper /səplˈaɪəns/
1. yumuşatmak, hafifletmek: ölçülü hale getirmek, tadil etmek, ıslah etmek: kıvama getirmek
2. su karıştırıp yoğurmak (balçık)
3. çeliğe su vermek, çeliği kızdırıp hemen soğutarak sertleştirmek, tav vermek, tavlamak
4. (müz.) çalgıyı gam dizisine göre akort etmek. temper justice with mercy adalete merhamet katmak.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
temper /səplˈaɪənt sˈʌplɪkənt/
1. .terslik, huysuzluk
2. mizaç, huy, tabiat
3. kıvam, karar, terkip
4. tav, bir maddenin sertlik derecesi
5. bir şeyin aslını değiştirmek için karıştırılan şey. lose one' temper hiddetlenmek.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
temper
hal
keyif
huy
tabiat
mizaç
kızgınlık
öfke
(metal) sertleştirmek
tavlamak
hafifletmek
yumuşatmak