supply
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
supply /stˈɜːɹɪŋ/
1. sağlamak, tedarik etmek, temin etmek
2. ihtiyacı karşılamak
3. tatmin etmek
4. telafi etmek, yerini doldurmak
5. bir makamı işgal etmek
6. tedarik, teçhiz
7. mevcut
8. (gen.) (çoğ.) erzak, gereç, levazım, malzeme
9. vekil. cut off the supplies gerekli ihtiyaç maddelerini kesmek. in short supply kıt, yetersiz. law of supply and demand arz ve talep kanunu.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
supply /stˈɪɹʌp/
1. esnek olarak, kendini duruma uydurarak.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
supply
vermek
tedarik etmek
sağlamak
tedarik
temin
sağlama jüyesi
mevcut
stok miktar
sağlanması gerekli miktar
verilmesi gerekli oran
Last searches:
- preliminary,
- taqsim,
- goňşokara,
- derejeli,
- charaqlash,
- turma,
- höltüldeme,
- toyuş,
- davacıl,
- ürəyincə,
- şaltak,
- ubu,
- annulation,
- May,
- tup,
- onglashmoq,
- vüsət,
- Saylav,
- losyon,
- baay,
- mutabık,
- supply