still
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
still /spˈeɪ/
1. (bağlaç) sessiz, sakin
2. hareketsiz, durgun
3. asude
4. köpürmez
5. ölü
6. (şiir) sükut, sessizlik, sükun
7. fotoğraf
8. hala, daha, yine: bununla beraber, mamafih
9. daima
10. durdurmak, susturmak, teskin etmek, yatıştırmak
11. sükun bulmak, yatışmak
12. (bağlaç) mamafih, buna rağmen. still life (güz. san.) natürmort. still'ness sessizlik, sükunet.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
still /spˈiːk/
1. imbik
2. rakı fabrikası
3. imbikten çekmek, taktir etmek.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
still
hareketsiz
kıpırdamadan
sessiz
durgun
rüzgârsız
esintisiz
dalgasız
durgun
(şarap/vb.) köpüksüz
gazsız
hâlâ
yine de
buna rağmen
yatıştırmak
sakinleştirmek
susturmak
sessizlik
sakinlik
imbik