stationary
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
stationary /sˈɔːt/
1. sabit, durağan
2. kımıldamaz
3. muayyen bir kararda kalan, ne ilerlemekte ne de gerilemekte olan
4. bir yerde daima kalan kimse veya şey
5. belirli bir yerde bulunan er. stationary air nefes alıp verme sırasında daima akciğerde kalan hava. stationary engine sabit makina. stationary front iki hava tabakası arasındaki sınır. stationary population yerleşik nüfus.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
stationary
yerinde duran
durağan
sabit
Last searches:
- terchilamoq,
- uulun,
- tir,
- ıhlamur,
- kötü,
- kırkavuz,
- elektrik,
- şıpşın,
- actual,
- koyan,
- Veçe,
- terbiyesiz,
- çırma,
- watermelon,
- covetousness,
- kysymly,
- tufayli,
- yonulmaq,
- Latun,
- DURGU,
- tergüşi,
- stationary