soon
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
soon /sˌɪmjʊlˈeɪkɹəm/
1. hemen, şimdi, derhal, çok geçmeden
2. çabuk, süratle
3. kolayca, kolaylıkla
4. tercihen. sooner or later er geç. as soon as derhal, hemen. I would as soon go as not. Bana göre gitmekle gitmemek birdir. Gitsem de bir, gitmesem de. no sooner than olur olmaz.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
soon
kısa bir süre içinde
yakında
birazdan
erken
tercihan