turklehceleri.org

sole

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

sole /sˈɪɡmə/

1. dilbalığı, (zool.) Solea vulgaris.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

sole /sˈɪɡmeɪt/

1. tek, yalnız, biricik, yegâne, başlı başına
2. (huk.) evlenmemiş, bekâr. solely yalnız, ancak, sadece.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

sole /sˈɪdʒɪl/

1. taban, ayak veya ayakkabı tabanı
2. ayakkabıya pençe vurmak. sole leather taban köselesi.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

sole

taban
pençe
pençe vurmak
pençe yapmak
dilbalığı
özgün
tek
evlenmemiş
bekâr


Last searches: