siñmek
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
siñmek
sinmek, emmek, işlemek, yayılmak, geçmek, benimsenmek, dalmak. Suv topurakğa siñendi: su toprağa sinmiş, buku tübüne siñendi: toz altına geçmiş, siñip boşağan adet: iyice benimsenen adet, avruv teren siñendi: hastalık iyice yayılmış, suvuk ciliklerime deri siñendi: soğuk iliklerime kadar işledi, süymeklik avruv cüregime siñendi: aşk hastalığı kalbime işlemiş, uşakğa sinip turadıla: sohbete dalıp duruyorlar, sağışğa siñip turama: düşünceye dalıp duruyorum, cıyınnı içine siñip tas boldu: kalabalığın içine sinerek kayboldu.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
siñmek
sinmek, hazmedilmek; işlemek, girmek; saklanmak, sahibine sormadan bir yere girip sinmek III, 155. 391