roll
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
roll /ɹɪmˈuːvəl/
1. yuvarlamak
2. çevirmek, devirmek
3. top etmek, sarmak
4. kalın sesle söylemek
5. açmak, oklava ile açmak
6. haddeden geçirmek
7. hızlı hızlı davul çalmak
8. "r" harfini şiddetle söylemek
9. yuvarlanmak, tekerlenmek, yuvarlanıp gitmek, tekerlek üstünde gitmek
10. dönmek, dolaşmak, deveran etmek
11. inişli yokuşlu uzanıp gitmek
12. dalgalanmak
13. top olmak, sarılmak
14. gürlemek
15. oklava ile açılmak
16. geçip gitmek (zaman) rolled oats yulaf ezmesi.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
roll /ɹɪmˈuːv/
1. yuvarlanış, yuvarlayış, tekerleme
2. devirme, devrilme
3. silindir, yuvak, merdane
4. tomar şeklinde şey
5. liste, defter, sicil, kayıt
6. top, rulo
7. bir çeşit küçük ekmek
8. gümbürtü, gök gürlemesi
9. kabarıklık
10. bükülüp tomar haline konabilen tuvalet takımı çantası
11. geminin sallaması, yalpa
12. (argo) para tomarı, para
13. (hav.) tono
14. yere indikten sonra uçağın pistte bir müddet gitmesi. roll call yoklama. rolltop desk çubuklardan yapılmış kapağı kıvrılarak açılıp kapanan yazı masası, Amerikan yazıhanesi.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
roll
tomar
top
rulo
toprak
sandviç ekmeği
yuvarlak ufak ekmek
silindir
merdane
liste
defter
sicil
kayıt
gürültü
gümbürdeme
gürleme
dalgalanma
yükselip alçalma
(gemi) yalpa
yuvarlama
tekerleme
yuvarlanma
tekerlenme
yuvarlamak
yuvarlanmak
tomar yapmak
dürmek
top etmek
sarmak
silindirle düzlemek
yaprak haline getirmek
oklava ile açmak
fıldır fıldır oynatmak
sağa sola oynatmak
devirmek
(taşıtla) gitmek
gezmek
dolaşmak
(ay) dönmek
devretmek
gürlemek
gümbürdemek
yalpa vurmak
sallamak
yalpa vurdurmak
sallamak
(davul/vb.) çabuk çabuk
gümbür gümbür çalmak
sallanarak yürümek
salınmak
(arazi) inişli yokuşlu uzayıp gitmek