quick
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
quick /pɹˈəʊtəʊksˌaɪd/
1. çabuk, seri, hızlı, tez, süratli
2. keskin, anlayışlı
3. işlek, faal
4. tez elden
5. titiz, çabuk kızan
6. gebe, hamile
7. (eski) hayatta, canlı, diri
8. tırnak altındaki hassas et
9. his
10. çabucak, süratle, hemen. quick returns çabuk gelen kazanç. as quick as I can elimden geldiği kadar çabuk. to the quick çok hassas ete kadar, en hassas noktaya kadar. the quick and the dead diriler ve ölüler. quickly çabuk, acele. quickness çabukluk, sürat.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
quick
çabuk
hızlı
süratli
tez
çabuk
çabuk kavrayan
anlayışlı
zeki
çabuk parlayan
ateşli
tırnak altındaki duyarlı et
çabucak
süratle
hemen
Last searches:
- körpe,
- canaşmak,
- kışkırtmak,
- itik,
- yasak,,
- lablangan,
- kıran,
- kayz,
- taldurmaq,
- motorist,
- müteşekkir,
- salgha,
- Şıkırt,
- O'zbek,
- buğaçar,
- şilekeylet,
- filament,
- parçalamak,
- karıştırgıç,
- şekillenmek,
- yanıqlı,
- quick