put
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
put
и. 1) пот, кумир; 2) тәре
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
put
Türkiye Türkçesi: put
Azerbaycan Türkçesi: büt
Başkurt Türkçesi: bot torataş sın
Kazak Türkçesi: put
Kırgız Türkçesi: but casalma kuday
Özbek Türkçesi: but
Tatar Türkçesi: pot sanam sın
Türkmen Türkçesi: but
Uygur Türkçesi: but
Rusça: idol
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
put /pɹəklˈɪvɪti/
1. (-put, -ting) koymak, yerleştirmek
2. belirli bir şekle sokmak
3. sokmak
4. avucu yukarı tutarak atmak (gülle)
5. sevketmek, harekete getirmek, zorlamak
6. hamletmek, üzerine yüklemek
7. söylemek, öne sürmek, reye koymak
8. acele gitmek, koşmak
9. kelimelerle ifade etmek
10. koyma
11. fırlatma, hamle, saldırış
12. (k. dili) yerleşmiş. put about çevirmek, geminin başını çevirmek. put across (k. dili) muvaffakıyetle yapmak
13. kabul ettirmek. put away bir tarafa koymak
14. saklamak
15. (eski) boşamak. put back geri koymak
16. eski yerine koymak
17. ilerlemesine mâni olmak
18. reddetmek
19. (den.) yoldan geri dönmek. put by saklamak, bir tarafa koymak. put down aşağı koymak, yere koymak, indirmek
20. bastırmak, menetmek
21. yazmak, kaydetmek
22. (argo.) susturmak, ağzını kapamak
23. (argo.) tenkit etmek. put forth tomurcuk sürmek
24. ileri sürmek, beyan etmek
25. çıkarmak, yayımlamak, neşretmek
26. meydana koymak
27. denize açılmak. put forward ileri sürmek, meydana sürmek
28. ileri al- (mak.) (saat) put in içeri koymak
29. arzetmek, göz önünde bulundurmak
30. (tıb.) yerleştirmek, yerine koymak
31. (den.) sığınmak
32. girmek
33. geçirmek (vakit) put off tehir etmek, geciktirmek, başka vakte bırakmak
34. çıkarmak (giysi)
35. reddedilmek
36. (den.) açılmak, ayrılmak. put on giymek
37. taklidini yapmak, suretini takınmak
38. açmak
39. atfetmek
40. toplamak, şişmanlamak
41. (argo.) aldatmak. put on airs caka satmak. put on one' guard birini ikaz etmek. put on Othello "Othello" piyesini sahneye koymak. put one on to dikkatini çekmek. put one' finger on keşfetmek. put one' foot in it pot kırmak, gaf yapmak. put out çıkarmak
42. söndürmek
43. utandırmak
44. rahatsız etmek
45. yanmak (beysbol)
46. bozmak. put out of the way öldürmek. put over ba- şına amir veya memur olarak tayin etmek
47. geçirmek
48. tehir etmek, geri bırakmak
49. (A.B.D.), (k. dili) muvaffakıyetle yapmak. put over on (k. dili) aldatmak. Put the finger on (suçluyu) ihbar etmek, gammazlık etmek. put through bitirmek. put to bed yatağına yatırmak
50. baskı için son hazırlıkları yapmak. put to death öldürmek, idam etmek. put to rights doğrultmak, düzeltmek, tashih etmek. put two and two together imalı konuşmadan sonuç çıkarmak. put up yerine koymak
51. konservesini yapmak
52. misafir etmek
53. bina etmek, yapmak. put up with tahammül etmek, çekmek. put up to teşvik etmek.put up to one birine arzetmek
54. birinin reyine bırakmak. put upon rahatsız etmek. be put to it zor durumda bulunmak. stay put yerinde rahat durmak, yerinden kımıldamamak. I put it to you. Sizin arzunuza bırakıyorum. Put up your hands. Eller yukarı Teslim ol. Put me through (on the telephone) Bağlayın.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
put
koymak
yerleştirmek
açıklamak
ifade etmek
çevirmek
tercüme etmek
sormak
yazmak
oymak
(gülle/vb.) atmak
fırlatmak
uydurmak
para yatırmak
bahis tutuşmak
yapmak
etmek
yüklemek
koymak
gitmek
ilerlemek
koşmak
önermek
teklif etmek
oya sunmak
Uzbek—English Dictionary (Dirks, 2005)
put
1 dial.: (Persian) leg; crotch, groin.
2 coll.: (Russian) s. pud.putur coll.harm, damage (s. futur).
Explanatory Turkmen Dictionary (Kyýasowa, 2016)
put
at. 16 kilograma deň agyrlyk ölçegi. Her gezekde putdan agyr çygly gum gaçyň gapdalyna güpläp düşýärdi (B. Kerbabaýew).
Uyghur—Turkish Dictionary (Kurban, 2016)
put
I Bacak, ayak.
II r. Eski Rus ağırlık birimi, 16,3 kilo ağırlığında.