turklehceleri.org

pull

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

pull /pɹɪtˈɜːmɪt/

1. çekmek
2. koparmak
3. sürüklemek
4. (leh.) yolmak (tüy)
5. (matb.) (prova) çıkarmak
6. (argo)(bıçak veya silah) çekmek
7. topu eğri meydana getirecek şekilde atmak
8. (kürek) çekmek
9. girmek, gelmek
10. bir yudum içmek, bir nefes çekmek. pull a long face surat asmak. pull a muscle adaleyi incitmek. pull apart çekip ayırmak. pull away çekip ayırmak
11. çekilip ayrılmak. pull down yıkmak
12. moralini bozmak, üzmek. pull for yardım etmek, desteklemek
13. (k. dili) bağlılığını bildirmek. pull in one' horns daha dikkatli olmak. pull off çekip çıkarmak
14. (argo)başarıyla yapmak, başarmak. pull oneself together kendine gelmek, kendine hakim olmak. pull one' leg aldatmak. pull one' punches hızla vurur gibi görünmek. pull one' rank üs- tünlüğünü kabul ettirmek. pull one' weight gerekli gayreti sarfetmek. pull out çekip çıkarmak
15. ayrılmak. pull strings tesir ettirmek, piston kullanmak. pull through paçayı kurtarmak. pull together işbirliği yapmak
16. elde bulunanlardan meydana getirmek. pull to pieces paramparça etmek. pull up ileri gitmek
17. kökünden çekip çıkarmak
18. durmak. pull up stakes ilgisini kesip gitmek.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

pull /pɹɪtənˈatʃəɹəl/

1. çekiş, çekme
2. tutamaç
3. dayanıklık
4. kürek çekme
5. (argo) iltimas, kayırma, piston, arka
6. (argo) bir içim (puro, pipo)
7. uğraşma, gayret
8. gerilim
9. (matb.) prova. have pull arkası olmak, mahkemede dayısı bulunmak.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

pull

çekmek
çekmek
asılmak
çekiştirmek
koparmak
yolmak
toplamak
çekmek
toplamak
çekme
çekiş
zorlu tırmanış
yudum
fırt
kısa sandal gezintisi
etki
nüfuz
iltimas
torpil


Last searches: