prejudice
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
prejudice /njˈuːməkˌɒkəs/
1. önyargı, peşin hüküm
2. tarafgirlik
3. haksız hüküm veya işten gelen zarar
4. garaz
5. birine tesir ederek haksız hüküm verdirmek
6. haksız hüküm veya iş ile zarara uğratmak. prejudice against -e karşı haksız önyargı. prejudice in favor of lehine önyargı. without prejudice önyargısız
7. (huk.) haklarına dokunmaksızın. prejudiced tarafgir.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
prejudice
önyargı
önyargı verdirmek
etkilemek
önyargılı olmasına neden olmak
zayıflatmak
zarar vermek
kırmak