turklehceleri.org

place

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

place /pəswˈeɪd/

1. yer, mevki, mahal, mekân, mevzi
2. küçük sokak veya meydan
3. semt, şehir, kasaba
4. ev
5. (mat.) hane
6. memuriyet, görev, vazife. place card davetlilerin sofradaki yerlerini gösteren kart. place in the sun iyi durum. place kick (spor) saha üzerine konulmuş olan topa vuruş. give place to öncelik tanımak
7. yer vermek. go places ( argo) başarıya ulaşmak. high places yüksek. out of place yersiz, münasebeti olmayan. take place vaki olmak, meydana gelmek.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

place /pəswˈeɪdə/

1. koymak, bir yere koymak, yerleştirmek
2. bir memuriyete veya işe koymak
3. vermek, yatırmak (para)
4. atamak, tayin etmek
5. çıkarmak, tanımak
6. koşuda ikinci gelmek
7. ( spor) birinci, ikinci veya üçüncü gelmek
8. derece almak
9. bırakmak
10. sınıflandır- (mak.) place a bet bahse girmek. place an order sipariş vermek, ısmarlamak.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

place

yer
alan
bölge
(yarış/kuyruk/vb.'de) sıra
hane
basamak
oturacak yer
memuriyet
görev
mevki
konum
yapılması gereken şey
görev
ev
koymak
yerleştirmek
(pul) yatırmak
tam olarak hatırlamak
(sipariş) vermek
saymak
görmek
önem vermek


Last searches: