pile
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
pile /pˈɛptɪk/
1. tüy
2. kuş tüyü
3. (hav.)
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
pile /pˈɛptəʊn/
1. yığın, küme
2. (k. dili) büyük meblağ
3. çok büyük bina
4. ölü yakmaya mahsus odun yığını
5. (fiz.) atom reaktörü: (argo) servet, dünyalık
6. yığmak, kümelemek. pile in dolu, smak pile off, pile out inmek, hep birlikte inmek. pile on üşüşmek
7. tepeleme doldurmak. pile up yığmak, biriktirmek
8. yığılmak, birikmek
9. (k. dili) kazada çarpıp ezmek.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
pile /pˈɛpsɪn/
1. temel veya iskele yapımında kullanılan büyük kazık
2. kazık kakmak
3. kazıklara dayamak. pile driver kazık varyosu, şahmerdan.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
pile
yığın
küme
büyük miktarda para
servet
yığınla
direk
kazık
hav
tüy
kuru pil
yığmak
yığın haline getirmek
istif etmek
Explanatory Turkmen Dictionary (Kyýasowa, 2016)
pile
[pi:le], at. Ýüpek almak üçin ýörite saklanýan ýüpek gurçugynyň saraýan kiçijik ýumurtga şekilli önümi.
‣Pile saramak ýüpegini öz daşyna orap başlamak (ýüpek gurçugy hakynda).