picture
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
picture /pˈɛnnaɪf/
1. resim, tasvir, suret, timsal
2. tanımlama, tarif
3. filim
4. gorüntü
5. tanımlamak, tarif veya tasvir etmek, resmetmek
6. canlandırmak, tasavvur etmek, hayal etmek. picture book resim kitabı, resimli kitap. picture frame resim çerçevesi. picture gallery resim galerisi. picture postcard kartpostal. picture tube kineskop. picture window manzara seyredebilmek için büyük pencere. come into the picture ortaya çıkmak. draw a picture resim çiz mek
7. göz önüne sermek. moving pictures sinema. the pictures (İng.) sinema. the picture of health sıhhat numunesi.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
picture
resim
tablo
keste
fotoğraf
film
görülmeye değer şey ya da kişi
pek güzel kimse ya da şey
-in mükemmel örneği
timsal
görüntü
tasvir
ç
sinema
resmini yapmak
çizmek
betimlemek
düşlemek
hayal etmek
tasavvur etmek