pall
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
pall /ˈɒɹɪɡən/
1. yavanlaşmak, tatsızlaşmak
2. zevkini kaybetmek, bıkmak
3. usandırmak, bıktırmak. It has palled on me Gına geldi Bıktım artık.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
pall /ˈɒɹɪdʒˌɪn/
1. siyah çuha veya kadifeden tabut örtüsü
2. kasvetli hava.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
pall
tabut örtüsü
(içinde ölü olan) tabut
kasvet veren örtü
perde
usandırmak
bıktırmak
yavanlaşmak
sıkmak