off
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
off /nˈɪni/
1. (İng.), (argo.) başlangıç. from the off başlangıçtan beri.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
off /nˈaɪnθ/
1. (edat) uzağa
2. ileriye, ileride
3. öteye, ötede
4. yanda
5. tamamen
6. uzakta
7. uzak
8. yanlış
9. uygun olmayan, anormal
10. bitmiş
11. görev dışındaki
12. sağdaki
13. (den.) denize doğru açılan
14. (edat) dan
15. dan uzak off and on ara sıra. off chance zayıf bir ihtimal. It iş off my hands. Benim elimden çıkmıştır. Artık sorumlu değilim. Off with you! Defol ! an off street sapa sokak. a week off bir haftalık izin
16. bir hafta sonra. be off ayrılmak, terketmek
17. yanılmak
18. (k.dili) deli olmak. be off in one' calculations hesabında yanılmış olmak. beat off the attack hücumu tamamen püskürtmek. be off strawberries çilek yemekten mahrum olmak. call the game off oyunu iptal etmek. fall off düşmek
19. azalmak
20. bırakmak. far off çok uzak. He is well off. Hali vakti yerinde. Zengindir. kill off all enemies düşmanların hepsini öIdürmek. my off day izin günüm
21. fena günüm. put off an appointment bir randevuyu ertelemek. put (a per son) off canını sıkmak, soğutmak
22. (zorla) indirmek. show off gösteriş yapmak. take off alıp götürmek
23. öIdürmek
24. indirmek, çıkarmak
25. (k.dili) taklidini yapmak
26. kalkmak, havalanmak. The cheese is a bit off. Peynir biraz bozulmuş. The deal is off. Anlaşma iptal edildi. The electricity is off. Elektrik kesildi. We are off now. Nihayet yola çıkıyoruz.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
off /nˈɪp/
1. (A.B.D.), (argo.) öIdürmek, (slang) mortlatmak.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
off
uzakta
uzağa
uzak
gitmiş
ayrılmış
izinli
sönmüş
kapalı
çalışmayan
tamamen
(yiyecek/içecek) bozulmuş
bozuk
kötü
kaba
suya düşmüş
ertelenmiş
vazgeçilmiş
(pul/vb.) sahibi
-dan
-den uzak
-den ayrılan
sapan
yakınında