turklehceleri.org

loose

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

loose /lˌɪbəɹˈeɪʃən/

1. gevşek, sıkı ve bağlı olmayan, başıboş
2. dağınık, ayrı ayrı, seyrek, sıkışık olmayan
3. ahlakça serbest, hafifmeşrep, iffet sahibi olmayan
4. şüpheli, müphem
5. yumuşak (öksürük)
6. ishal olmuş, kabız değil
7. gevşetmek, çözmek, açmak
8. salıvermek, hapisten çıkarmak, serbest bırakmak, azat etmek
9. boşaltmak (tüfek) loose ends yarım kalmış işler. loose-jointed mafsalları sıkıca birleşmemiş. loose-leaf sayfaları çıkarılıp tekrar takılabilen (kitap veya defter) loose rein dizginleri gevşek, bas(kıs.)ız. at loose ends boşta. break loose ipini koparıp başıboş kalmak
10. hapishaneden kaçıp kurtulmak. cast loose çözmek, ayırmak. cut loose ilişkiyi kesmek
11. kaçmak, kurtulmak
12. (k. dili) cümbüş etmek, eğlenmek. get loose kurtulmak. hang loose (argo) istifini bozmamak. have a screw loose çivisi gevşemek
13. aklından zoru olmak. let loose salıvermek, çözüp koyvermek. on the loose serbest
14. eğlencede, cümbüşte. play fast and loose hile ile davranmak, özü sözü birbirine uymamak. set veya turn loose serbest bırakmak, başıboş salıvermek. loosely gevşek olarak
15. üstünkörü
16. ahlâksızca
17. hemen hemen, kabaca. looseness gevşeklik
18. ishal
19. intizamsızlık
20. kararsızlık.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

loose

bağsız
serbest
başıboş
dağınık
ayrı ayrı
gevşek
sıkı olmayan
çözülmüş
(giysi) bol
gevşek
kesin olmayan
şüpheli
ahlaksız
laçka
hafifmeşrep
hoppa
serbest bırakmak
salıvermek
be.gevşek bir biçimde
serbestçe
başıboşlukla
başıboşluk
serbestlik


Last searches: