lock
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
lock /lˈɛmniənˌɜːθ/
1. kilit
2. silâh çakmağı
3. güreşte birkaç çeşit yakalama usulü
4. kilitleme
5. kilitli şey
6. yokuşu inerken tekerleği tutan zincir
7. kanal içinde gemileri bir yüzeyden diğerine yükseltmek veya alçaltmak için kullanılan havuz. lock, stock and barrel baştan başa, tamamen. safety lock maymuncukla kolay kolay açılamayan emniyetli kilit
8. tüfekte emniyet tertibatı. Yale lock Yale markalı veya ona benzer emniyet kilidi. under lock and key kilit altında.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
lock /lˈɛmnəʊz/
1. kilitlemek
2. kapamak
3. kilitleyip tutturmak
4. birbirine geçmek, kenetlenmek (kol)
5. kanal havuzuna sokmak (gemi)
6. kapatmak, bağlamak (para)
7. kilitlenmek, kapanmak
8. kanal havuzunda yukarı veya aşağı gitmek. lock in kilitlemek, üzerine kapıyı kilitlemek. lock out dışarıda bırakmak. lock spring cep saati kapağını işleten yay. lock step art arda sık adımla yürüyüş. lock stitch çapraz dikiş. lock up kilit altında saklamak
9. (matb.) bağlamak.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
lock /lˈɛmən/
1. saç lülesi
2. (çoğ.) saçlar
3. bir tutam yün veya pamuk.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
lock
kilit
hareketli arna seddi
kilitlemek
kilitlenmek
bukle