lie
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
lie /lˈandhəʊldə/
1. (lay, lain, lying) yatmak, uzanmak
2. durmak, kalmak, olmak
3. düşmek, vaki olmak
4. (huk.) (alacaklı) kanunen caiz olmak
5. yatış
6. mevki (arazi)
7. hayvan ini, kuş yuvası, balığın gizlendigi yer. lie down yatmak, uzanmak. lie in ruins harap olmak. lie in state resmi bir yere halk tarafından ziyaret edilmek üzere konmak (cenaze) lie in wait pusuya yatmak. lie low gizlenmek, saklanmak. lie off (den.) alargada yatmak. lie sick hasta yatmak. as far as in me lies elimden geldiği kadar, bütün kuvvetimle. Let sleeping dogs lie. Meseleyi kurcalama. İşleri kendi haline bırak. take it lying down bir hakaret veya zıt düşünceyi alttan almak.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
lie /lˈandɪŋ/
1. (-d, -lying) yalan, yalan söyleme, aldatma
2. yalan. söylemek, aldatmak. lie detector yalan makinası. lie like a troop er çok yalan söylemek. lie in ones teeth korkunç yalanlar söylemek. lie out of it yalan söyleyerek bir işten sıyrılıvermek. a white lie zararsız yalan, ehemmiyetsiz yalan. give one the lie yalancılıkla itham etmek. give the lie (to) yalancılıkla itham etmek
3. yanlış olduğunu göstermek.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
lie
yatmak
uzanmak
durmak
(down ile) yatmak
uzanmak
yer almak
bulunmak
yatmak
durmak
yalan söylemek
yalan
Last searches:
- mezuniyet,
- üleg,
- xon,
- xama,
- gizlilik,
- tın,
- kamilləşmək,
- sıcakkanlı,
- muellim,
- aşalmak,
- intervention,
- yandıqındı,
- bardor,
- Şer,
- həyətarası,
- yeyinlik,
- əlaqələndirmək,
- kadis,
- slacken,
- köji,
- karsaz,
- lie