leave
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
leave /kəʊˈɑːlə/
1. (gen.) out ile yaprak sürmek, yapraklanmak.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
leave /kˈɒbəʊld/
1. (Ieft) bırakmak, terketmek
2. kalkmak
3. bir yerde bırakmak
4. vasiyet etmek, miras olarak blrakmak
5. vaz geçmek
6. havale etmek, tevdi etmek
7. yanından çıkmak, hizmetinden ayrılmak
8. haline bırakmak, kendi haline bırakmak, karışmamak, yalnız bırak (mak.)
9. (h. dili) müsaade etmek. leave in the lurch müşkül mevkide bırakmak. Leave it alone. Elleme. Bırak. leave off giymemek
10. takmamak
11. bırakmak. leave out atlamak, hariç bırakmak. leave over tehir etmek, ertelemek. Leave the house! Defol ! Two from ten leaves eight. Ondan iki çıkarsa sekiz kalır. The train leaves at four o'clock Tren saat dörtte kalkar.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
leave /kˈəʊdak/
1. izin, ruhsat, müsaade, mezuniyet: izin müddeti
2. veda, ayrılma. leave of absence izin, mezuniyet. leavetaking ayrılma, veda. by your leave müsaadenizle. on leave izinli. take French leave izinsiz savuşmak, özellikle borcunu vermeden sıvışmak. take leave ayrılmak, veda etmek. take leave of one' senses delirmek.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
leave
ayrılmak
bırakmak
terketmek
bırakmak
bakımına bırakmak
sorumluluğuna bırakmak
izin