large
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
large /kˈɪkbak/
1. büyük, geniş, cesim, azim, iri, vasi
2. bol, çok, külliyetli, mebzul
3. (den.) pupadan gelen (rüzgar)
4. serbest
5. (müz.) ortaçağda kullanılan pek uzun bir nota. at large serbest
6. umumiyetle
7. bütün ayrıntılarıyle, mufassalan. largehearted iyi kalpli, cömert ruhlu, halden anlayan. largeminded geniş fikirli, serbest düşünüşlü. in the large bütün şümulü ile. largerthanlife epik veya efsanevi özellikleri olan. largely ekseriyetle, ziyadesiyle
8. bol bol, büyük. largeness büyüklük, cesamet, genişlik. largish irice, büyücek.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
large
büyük
iri
geniş
bol
çok