land
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
land /kˈiːpɪŋ/
1. karaya çıkarmak
2. tutup karaya getirmek (balık)
3. durdurmak, yere indirmek
4. isabet ettirmek, aşketmek, indirmek
5. elde etmek, kazanmak
6. karaya çıkmak, durmak, yere inmek
7. isabet etmek, düşmek. land up (k. dili) eninde sonunda varmak, boylamak.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
land /kˈiːpseɪk/
1. kara, arz
2. toprak, yer, arsa
3. memleket, diyar
4. (huk.) emlâk, arazi. land agent emlak simsarı, emlâk komisyoncusu. land bank emlak bankası. land breeze karadan esen rüzgâr. land crab kum yengeci. land force (ask.) kara kuvveti. land grant hükümet tarafından okul binası yapımı gibi işler için verilen toprak. land mass kıta, kıta gibi büyük kara parçası. land measure arazi ölçüleri sistemi. land mine kara mayını. land office tapu dairesi. land office business (A.B.D.), (k. dili) çok hızlı satış. land of milk and honey verimli memleket. land tax (İng.) arazi vergisi. in the land of the living sağ, hayatta. see how the land lies işlerin ne halde olduğuna bakmak, nabzını yoklamak.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
land
toprak
kara parçası
ülke
vatan
aynı türden toprak parçası
alan
arazi
toprak
kişisel arazi
arsa
karaya çıkmak
karaya indirmek
karaya getirmek
iniş yapmak
yere inmek