turklehceleri.org

kıyır

Kyrgyz—Turkish Dictionary

kıyır-

1. kenar, uç, sınır; uçu-kıyırı cok: ucu-bucağı yok; hudutsuz; kıyır- kıyırda: memleketin kenarlarında; kıyırğa dañı çıktı: meşhur oldu; geniş bir şöhrete malik oldu, tanındı; kıyırı orğuçtandı: kudurdu: taşkınlık etti; 2. (bu manayla daha fazla kıyır-tuuğan) hısım-akraba (uzaktan yahut ana tarafından) 3. kıyır aykındooç gram. complement indirect, mef’ulü gayri sarîh.

Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)

kıyır

kenar, kıyı, sahil, yaka; sapa, uç. Teñizni ~ında caşaybız: deniz sahilinde yaşıyoruz, suvnu ~ı: suyun kenarı, akğan suvnu ~ında: akarsuyun kıyısında, söznü ~ından buçhağından: sözün kenarından bucağından, işni ~ından tutarğa kerekse: işin kenarından tutman lazım; bir ~ından kirip bir ~ından çıkdık: bir ucundan girip bir ucundan çıktık, ~ cer: sapa yer.


Last searches: