kısha
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
kısha
kısa; kestirme; kesik; sık; çabuk; yakın, yakından; hemen, derhal; hızlı, süratli, seri. Em ~: en kısa, ~ haparla: kısa hikâyeler, ~ söleş: kısa konuş, ~ bolmak: kısalmak, colovçluğu ~ boldu: yolculuğu kısaldı; endi ~dan barayık: artık kestirmeden gidelim, col bılaydan bek ~dı: yol buradan çok kestirmedir; avruğan ~ ~ cötel etedi: hasta kesik kesik öksürüyor; avtobusla bılaydan ~ ~ ötedile: otobüsler buradan sık sık geçiyorlar; ala ~ ~ tübeşedile: onlar sık sık buluşuyorlar; arı ~ bar: oraya çabuk git; ~ cuvuk: yakın akraba, men anı bek ~ tanıyma: ben onu çok yakından tanıyorum; ala ızlarına ~ kaytırğa kerekdile: onlar hemen geriye dönmek zorundalar; ~ tepsev: süratli oyun, ~ ~ aylanıp tepseydi: çabuk çabuk dönerek oynuyor, atlı oñ canına ~ buruldu: atlı sağ tarafa süratle döndü, ~ tartıv: seri hava. ~ yilik: pazı kemiği, os humerus, ~sı bıla: kısacası, ~ bıla aytayım: kısaca söyleyim.