kuturğan
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
kuturğan
kudurmuş, kuduran, kuduz; cinnet getiren; sinirlenen, azarlayan, bağırıp çağıran; şımaran, azan. ~ it: kuduz köpek, ~ avruv: kuduz hastalığı, ol ~ itça tört canın talaydı: o kuduz köpek gibi her tarafına saldırıyor, ~ it iyesin tanımaz: kuduz köpek sahibini tanımaz (as); seni etgeniñi ~ adamnı etgeninden başhası cokdu: senin yaptığının cinnet getiren adamın yaptığından farkı yok; anı ~ tavuşu bılaydan eşitiledi: onun bağırıp çağıran sesi buradan duyuluyor, Soslan bayğanında kuturğandı: Soslan zenginleyince azgınlaştı