kon-
Uzbek—English Dictionary (Dirks, 2005)
kon
(Persian) mine, quarry; lode, deposit, source; wealth, bonanza. ~i zarar source of trouble.
(Russian) horse (gymnastics).
Uzbek—English Dictionary (Dirks, 2005)
ko'n
worked leather.ko'nak dial.a large leathern bag for storing kumiss.
Kyrgyz—Turkish Dictionary
kon-
1. konmak, inmek, yere yahut aığaca oturmak; (kuş hakkında): kanat menen uçkan kuyruk ine-nen konat ats. kanatla uçan kuyrukla konar; 2. durmak, yaşamak için yerleşmek; 3. gecelemek için tevakkuf etmek; bir konup keldik: yolda bir gece yatarak geldik; 4. al. oturmak, kurulup oturmak; a-tının caydak soorusuna konup a-iıp:- atının çıplak sağrısına binerek; 5- atka kon-: şöhret kazanmak, tanınmak.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
kon
koyun· I, 31, 309; III, 140, 244 bkz> koy