know
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
know /dʒˈəʊvɪəl/
1. bilgi, malumat. be in the know malumatı olmak, gizli bir şeyden haberi olmak.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
know /dʒˈəʊv/
1. (knew, known) bilmek, tanımak
2. seçmek, farketmek
3. iyi bilmek, malumatı olmak, malumat edinmek
4. haberi olmak, haberdar olmak
5. ezberlemek
6. tecrübeyle bilmek
7. (eski) cinsi münasebette bulunmak. He should have known better than to do it. O işi yapmayacak kadar aklı olmalıydı. know how usulünü bilmek. know ones own mind emin olmak, tereddüt etmemek, kararlı olmak. know the ropes usulunu bilmek, çaresini bilmek. know whats what uyanık fikirli olmak, dünyada olup bitenleri bilmek. Not that l know of. Bildiğime göre, değil (yok) the known (mat.) bilinen, malum. knowable bilinmesi mümkün, bilinir.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
know
bilmek
tanımak
görmek
geçirmek
yaşamak
çekmek