turklehceleri.org

key

Explanatory Azerbaijani Dictionary (Orucovun, 2006)

key

sif. Hissiz, duyğusuz, süst; cansız kimi. Key adam. Key (z.) olmaq. – Biçarə kişi, qanmağa başın hələ keydir; Axır mənə bir söylə görüm, elm nə şeydir? M.Ə.Sabir. Durna key bir qorxu ilə ananın gözlərinə baxdı.. İ.Əfəndiyev. key-key zərf Key halda, süst halda. Tarıverdi yerə düşüb, key-key Məcidin qabağına yeridi. S.Rəhimov.

Pamukkale Azerbaijani to Turkish (ADT version)

key

aciz, beceriksiz, bitkin, cansız, duygusuz, düşüncesiz, halsiz, hissiz, ölgün, uyuşuk, üşengeç

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

key /dʒˌapənˈiːz/

1. kilitlemek
2. (mak.) tutturmak
3. kilit taşını yerleştirip kemeri tamamlamak
4. kitapta bakılması gereken yeri gösteren not koymak, böyle bir not sistemi kullanmak
5. soruların çözüm cetvelini vermek. key up heyecanlan dırmak, coşturmak
6. (müz.) perdesini yükseltmek.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

key /dʒˈeɪp/

1. kıyı boyunca uzanan alçak mercandan ada.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

key /dʒapˈɒnɪkə/

1. anahtar, açar, açkı
2. kurgu
3. çözümyolu
4. cevap cetveli, şifre cetveli
5. yazı makinalarında tuş
6. maniple, telgraf maniplesi
7. (müz.) tuş
8. (müz.) anahtar, anahtar işareti
9. müzik aletlerinde tuş
10. ses perdesi
11. (mak.) kama, dil
12. (mim.) anahtar taşı
13. baş, ana, en önemli .key club (A.B.D.) üyelerinde anahtar bulunan gece kulübü. key position yetkili mevki. key ring anahtar halkası. key punch kompütörlerde kullamlan kart veya bantları delip bilgi aktaran klavyeli makina. key (sig.)nature (müz.) armatür. key word sözlük veya ansiklopedide sayfa başına gelen kelime. master key aynı cinsten birtaklm kilitleri açan anahtar.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

key

anahtar
açar
(to ile) çözüm yolu
anahtar
açıklama
(piyano/daktilo/vb.) tuş
müzik anahtarı
(to ile) daha uygun hale getirmek
ayarlamak
çok önemli
başarı için gerekli

Sakha—English Dictionary (Straughn, 2006)

key-

v. to strike with the head or horns, butt, gore

Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)

key

pek, gâyet, sağlam· I, 459 bkz> ked, ked


Last searches: