turklehceleri.org

kayırmak

Turkish to Pure Turkish Dictionary (Kuleli, 2013)

kayırmak

[Köken: Anlam kayması] Kollamak, Yaklamak, Yaklayıcılık etmek

Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)

kayırmak

ф. 1) кайгырту, игътибар бирү; zayıfları kayırmak гарипләрне кайгырту; 2) урнаштыру

Pure Turkish to Turkish (Kuleli)

kayırmak

1. Dövünmek, Endişelenmek

Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)

kayırmak

Türkiye Türkçesi: kayırmak
Azerbaycan Türkçesi: himãyäçilik (gohumbazlıg) etmäk
Başkurt Türkçesi: tanışlık aşa iş işläv
Kazak Türkçesi: jaktavşılık etüv süyev
Kırgız Türkçesi: koldō
Özbek Türkçesi: hàmiylik kılmàk süyäş
Tatar Türkçesi: tanışlık aşa iş işläv
Türkmen Türkçesi: goldamak hovandârlık etmek
Uygur Türkçesi: himayä kılmak yölimäk
Rusça: okazıvat' protektsiyu

Kyrgyz—Turkish Dictionary

kayırmak

olta iğnesi; kayırmak sal: oltayı atmak, olta ile balık avlamak.

Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)

kayırmak

kıvırmak, kaldırmak, dikmek, kabarmak, germek, kasmak. Acir calkasın kayırıp baytallanı kuvalaydı: aygır boynunu kıvırarak kısrakları kovalıyor, it hırıldap tüklerin kayırdı: köpek hırlayarak tüylerini dikti, tonunu cağasın kayırıp keledi: kürkünün yakasını (yukarı) kıvırarak geliyor, buçhakların örge kayırıp suvğa kirgendi: paçalarını yukarı kıvırarak suya girmiş, abdez alırğa dep ceñlerin kayırdı: abdest almak için yenlerini yukarı kıvırdı, kesin kayırıp tepseydi: kendini kasarak oynuyor, kolun ururğa dep kayırdı: kolunu vurmak için kaldırdı.


Last searches: