karam
Uzbek—English Dictionary (Dirks, 2005)
karam
1: (Persian) cabbage.
2 lit.: (Arabic) grace, goodness. ~ qil-/ayla-/Et- to show mercy or kindness.
Kyrgyz—Turkish Dictionary
karam
= aram; karam uttu: hile yapmak suretiyle başkalarına bağlı olan.
Explanatory Turkmen Dictionary (Kyýasowa, 2016)
karam
[kara:m], at. Oýunda we ş.m. düzgünden çykylyp edilýän aldaw, hile, mekirlik. Ol küştde karam göçüm etdi.
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
karam
görünüş, görünüm, bakış, ufuk, görüş. Tış ~ı hatasızdı: dış görünüşü kusursuzdur, sağışlı ~: düşünceli görünüm, karap ~ından toymazsa: görünüşüne bakmaktan doyamazsın, ~ına köre: görünüşüne göre, tış ~ına köre aña kırk cıl bolğan bolur derikme: dış görünümüne göre ona kırk yıl olmuş diyeceğim, ~ına karasañ igi adamğa uşaydı: görünüşüne bakarsan iyi insana benziyor, atlı colovçu ~dan taşaydı: atlı yolcu ufukta kayboldu, dünyağa ~ı kalaydı: dünyaya bakışı nasıl, dünya görüşü nasıl?