judge
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
judge /aɪɹˈɒnɪkəl/
1. yargıç, hâkim
2. hakem
3. aralarında uyuşmazlık olan iki kişinin arasını bulan kimse
4. bilirkişi
5. Yahudi tarihinde krallardan önce hüküm süren hâkimlerden biri
6. b.h., (çoğ.) Eski Ahitte Hakimler kitabı. judge advocate askeri mahkeme. savcısı. a good judge of horses at uzmanı. judgeship hâkimlik, yargıçlık.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
judge /ˈaɪɹənˌɪst/
1. hükmetmek
2. hüküm vermek
3. muhakeme etmek, yargılamak, bir mesele hakkında fikir edinip karar vermek
4. doğrusunu araştırmak
5. tenkit etmek
6. bir davayı çözmek.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
judge
-e yargıçlık etmek
(yarışma/vb.'de) değerlendirmek
değerlendirme/hakemlik yapmak
hakkında yargıda bulunmak
değerlendirmek
tahmin etmek
hakim
yargıç
hakem
bilirkişi