iron
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
iron /ˈɪnstɪtjˌuːtə/
1. demir
2. demir alet
3. ütü
4. maden üçlü golf sopası
5. (tıp.) demir şurubu
6. (mec.) kuvvet, metanet
7. demirden yapılmış
8. demir gibi
9. merhametsiz, zalim, katı yürekli. Iron Age Demir Devri ironbound demirle takvive edilmiş
10. sabit
11. kuvvetli. ironclad zırhlı gemi
12. demir kaplı
13. kuvvetli, bozulmaz (kontrat, söz, şart) Iron Cross Almanya'da bir nişan. iron curtain demir perde. iron foundry dökümhane, demirhane. Iron Gate Tuna üzerindeki Demirkapı geçidi. iron gray demir kırı rengi. iron horse (A.B.D.), (k. dili) lokomotif. iron lung suni akciğer. ironshod demir nallı
14. ucu demir. iror stone demir filizi
15. bir nevi beyaz porselen. ironwood demirağacı, (bot.) Sideroxylon oxycaritha. ironwork demir eşya. angle iron demir köşebent. cast iron (pik.) in irons zincire vurulmuş, eli kelepçeli. magnetic iron mıknatıslı demir. have many irons in the fire kırk tarakta bezi olmak. sheet iron saç. Strike while the iron is hot Demir tavında dövülür. structural iron inşaat demiri. wrought iron dövme demir, işlenmiş demir.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
iron /ɪnstɹˈʌkt/
1. ütülemek: demir kaplamak. iron out ütülemek
2. (planın) teferruatını hazırlamak, pürüzlerini gidermek
3. kelepçelemek.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
iron
demir
ütü
ütülemek