hurcun
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
hurcun
cep; küçük kese. ~larımı çuçhup eki som tapdım: ceplerimi kurcalıyarak iki som bulabildim, can ~uma salayım: yan cebime koyuyum, paltonnu ~ları: paltonun cepleri, könçek ~umdadı: pantolon cebimdedir, ~ña salmak: cebe koymak, ~unda akırap bardı: cebinde akrep var (d), ~u kalın: cebi kalın (d); oka ~: sim kese, katapa ~: kadife kese, açha ~: akçe kesesi, nalmas cüzügüm kübürçekde oka ~ndadı: elmas yüzüğün küçük sandıktaki sim kesenin içindedir.