turklehceleri.org

hold

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

hold /hɛmˈatɪk/

1. gemi ambarı
2. geminin iç tarafı.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

hold /hˈɛmən/

1. (held) tutmak
2. bırakmamak, zapt etmek
3. içine almak, istiap etmek
4. alıkoymak, salıvermemek, durdurmak
5. sahip olmak, malik olmak, elinde tutmak
6. devam ettirmek
7. inanmak, kabul ve tasdik etmek
8. devam etmek, iltizam etmek
9. mecbur etmek
10. yapışmak
11. dayanmak, sabit olmak
12. sadık olmak: değişmemek
13. arkası kesilmemek, ilerlemek
14. doğru kalmak
15. durmak
16. tutma, tutuş
17. tutacak şey veya yer, tutamak
18. sığınacak yer, destek, dayanak noktası, istinatgah
19. hapishane
20. nüfuz, hüküm
21. (müz.) uzatma işareti. hold a thing over one bir şey ile durmadan tehdit etmek. hold aloof uzak durmak, yaklasmamak, ilişki kurmamak. hold at bay arada mesafe blrakmak, yaklaştırmamak. hold back zapt etmek
22. kendini tutmak, çekinmek. hold by (k.dili.) tutmak, inanmak. hold down (k.dili.) yurütmek (bir işi)
23. tutunmak, koyvermemek, elden çıkarmamak. hold forth nutuk söylemek, uzun uzadıya açıklamak. hold good geçerli olmak
24. değerini korumak. hold in tutmak
25. kendini tutmak. hold in esteem saymak, saygı göstermek, hürmet etmek. hold off uzakta tutmak, araya mesafe koymak
26. gecikmek. hold on devam etmek, süregelmek
27. tutup düşürmemek. Hold on ! (k.dili.) Dur! Bekle! hold one's ground durumunu muhafaza etmek, yerini korumak. hold one's head high eğilmemek, başını diktutmak, mağlup olmamak
28. yüzü olmak. hold one's own geri gitmemek, ayak diremek, mevkiini muhafaza etmek. hold one's peace veya tongue dilini tutmak konuşmamak. hold out dayanmak
29. ileri sürmek
30. tahammül etmek
31. yetmek
32. ayak diremek. hold out on one birinden gizlemek. hold over ertelemek, tehir etmek
33. belirli bir süreden fazla devam etmek
34. tehdit etmek. hold together bir arada tutmak
35. ayrılmamak
36. hakikate uygun görünmek, tutarlı olmak (ifade) hold up tutmak, yardımda bulunmak, korumak
37. arzetmek, göstermek, teşhir etmek
38. engel olmak
39. yolunu kesip soymak. hold water su kaldırmak
40. (k.dili.) geçerli olmak, makul olmak. hold with aynı fikirde olmak, (bir kimseyi) tasdik etmek. Hold your horses! (k.dili.) Dur, bekle!

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

hold

tutmak
tutturmak
geride tutmak
kontrol altına almak
içine almak
almak
sahip olmak
elinde tutmak
(neyise) oluşturmak
yapmak
belli bir durumda tutmak
saymak
farzetmek
inanmak
sürmek
devam etmek
tutma
tutuş
tutamak
tutunacak yer
gemi ambarı


Last searches: