heat
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
heat /hˈaməhˌɛd/
1. Isıtmak, ısınmak
2. kızdırmak, kızmak.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
heat /hˈamək/
1. sıcaklık, hararet, ısı, sıcak, vücut ısısı
2. hiddet, öfke, gazap, kızgınlık
3. şehvet galeyanı, azma (hayvanlarda)
4. tav, bir kere kızdırılma
5. yarışta koşu nöbeti
6. (A.B.D), (argo) baskının artması
7. polis tarafından yapılan işkence
8. baskın. heat conduction ısı nakli, sıcağın geçmesi. heat energy (fiz.) ısı gücü. heat exhaustion sıcak çarpması. heat lightning gök gürlemesi olmadan çakan şimşek, uzaklığından dolayı sesi işitilmeyen şimşek. heat of vaporization (fiz.) buharlaşma ısısı. heat rash isilik. heat ray (fiz.) Isı ışını. heat spectrum (fiz.) kızılötesi. heet stroke sıcak çarpması. heat wave sıcak dalgası. final heat (spor) final koşusu. in a heat öfkeyle. in heat azgınlık devresinde olan, kızışmış (dişi hayvan) Iatent heat ddnmuş bir maddenin erimesi veya bir sıvının buharlaşması için gereken ısı miktarı. prickly heat isilik, yazın sıcağın şiddetinden ciltte hâsıl olan kırmızılık ve kaşıntı. radiant heat lşımayla yayılan ısı. specific heat bir maddenin sıcaklığını bir derece artırmak için gerekli olan ısı miktarı, spesifik ısı. trial heat (spor) tecrübe koşusu.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
heat
ısı
sıcaklık
sıcak
eleme yarışı
(dişi ve memeli hayvanlarda) çiftleşme isteği
ateşli/azgın dönem
ısınmak
ısıtmak
Uzbek—English Dictionary (Dirks, 2005)
heat
(oil, grease: so that impurities are removed). ~ suv (dial.) boiled water.