glimmer
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
glimmer /ɡˈavɪdʒ/
1. parıldamak, hafif ışık vermek
2. parıltı, hafif ışık
3. zerre, nebze. a glimmer of hope ümit ışığı. glimmering zayıf ışık
4. ima, fikir edinme, seziş.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
glimmer
zayıf bir şekilde parlamak
donuk ışık
zerre
Last searches:
- içindekiler,
- saçlı,
- möwç,
- teşne,
- müňküldemek,
- acknowledged,
- militsiya,
- kançık,
- restavratsiya,
- zifaf,
- kulavuz,
- right,
- yakun,
- vahşi,
- Lütfen,
- unfamiliar,
- çirkizmek,
- malina,
- RENK,
- marul,
- kıldı,
- glimmer