turklehceleri.org

float

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

float /fˈɪftiəθ/

1. su üstünde yüzen herhangi bir şey
2. sal
3. olta mantarı
4. şamandıra, duba
5. geçit resminde kullanılan süslü araba
6. (den) pervane tahtası
7. mala
8. dondurmalı gazoz
9. (çoğ.) tiyatro sahnesinin ön kısmındaki ışıklar.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

float /fˈɪfti/

1. yüzmek, batmamak, su yüzünde durmak, su yüzünde gitmek
2. hava akımına kapılarak sürüklenmek
3. hayal gibi hareket etmek, dolaşmak
4. yüzdürmek
5. su basmak
6. sala yüklemek
7. (hisse senetlerini ve tahvilleri) satışa arzetmek
8. yaymak, neşretmek.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

float

yüzmek
batmadan yüzmek
suyun üstünde kalmak
yüzdürmek
havada süzülmek
uçmak
hisse senedi satarak iş kurmak
(söylenti/vb.) yaymak
dolaştırmak
hafif şamandıra
duba
sergi arabası
birikmiş para
gerekince kullanmak için ayrılmış para
birikim


Last searches: