fire
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
fire
и. товарны йөрткәндә (сатканда һ. б.) пәйда булган кимү
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
fire /fɛlˈɪsɪti/
1. ateş, alev
2. kıvılcım
3. yangın
4. cehennem, cehennem azabı
5. hararet, ısı, sıcaklık
6. hırs. fire alarm yangın zili, alarm. firearms ateşli silahlar. fireball akanyıldız
7. top şeklindeki şimşek
8. atom bombası patladığında hasıl olan ateş topu
9. (A.B.D), (k.dili.) enerjik kimse. fireboat yangın söndürme gemisi. firebrand alevli odun parçası, meşale, öksü
10. fesatçı, kundakçı, tahrikçi. firebreak, (A.B.D)orman yangınının yayılmasını önlemek için ağaçları kesilen bölge. fire brick ateş tugğası. fire brigade itfaiye teşkilatı. fire bucket yangın söndürmeye mahsus su kovası. fire bug (A.B.D), (k.dili.) kasten yangın çıkarma egilimi olan deli. fire control (ask.) gemi veya istihkam top ateşini idare sistemi. firecracker kağıt fişek, torpil. firedamp kömür madenlerinde hâsıl olan kolay ateş alır gaz, metan. fire department itfaiye teşkilatı. firedog ocağın demir ayaklığı. fire drill yangından kaçma talimi. fireeater ateş yutan hokkabaz
11. kavgacı kimse. fire engine itfaiye arabası
12. yangın tulumbası. fire escape yangın merdiveni. fire extinguisher yangın söndürme aleti. firefighter itfaiyeci. firefly ateşböceği. fire hazard yangın tehlikesi çok olan yer. fire hydrant yangın söndürme musluğu. fire insurance yangın sigortası. fire irons maşa ile kürek ve kömür karıştıracak demirden ibaret ocak takımı. firelight alev ışığı. firelock eski tip bir tüfek. fireman itfaiye neferi
13. ateşçi. visiting fireman (A.B.D), (k.dili.) ağırlanacak misafir. fire marshall yangın tehlikesine karşı binaları kontrol eden görevli. fireplace şömine, ocak. fireplug yangın musluğu. fire power (ask.) ateş kudreti. fireproof yanmaz, ateş geçmez. fire sale (A.B.D) yangında hasar gören malın tenzilâtlı satışı. fire screen ocak önüne konulan perde
14. ateş siperi. fire ship yakılarak düşman gemileri arasına salıverilen gemi. fireside ocak başı: ev, yurt. firethorn ateş dikeni. fire tongs iri ateş maşası. fire tower yangın kulesi. firetrap yangın tehlikesi karşısında kolay kaçılamayan bina. fire wall yangın duvarı, yangının sirayet etmesine engel olmak için yapılan duvar. firewarden yangından korunma veya yangın söndürme işlerine nezaret eden kimse, yangın bekçisi. firewater viski fireweed yangın yerlerinde çabuk biten birkaç çeşit ot, yakıotu, (bot.) Epilobium angustifolium. firewood odun. fireworks donanma fişekleri. fire worship ateşe tapma, ateşperestlik. fire worshipper ateşperest, Mecusi. a running fire yaylım ateşi. between two fires iki ateş arasında. catch fire tutuşmak, ateş almak. cease fire ateş kesmek. go through fire and water bütün tehlikeleri göze almak. hang fire muallâkta olmak
15. geri kalmak. heap coals of fire on one's head iyilik ederek karşısındakini utandırmak. Iay a fire odunları çatıp ateş için hazırlamak. miss fire ateş almamak (silâh, bomba)
16. başaramamak, isabet kaydedememek. on fire yanmakta
17. coşmuş. open fire atışa başlamak. play with fire ateşle oynamak, tehlikeli bir işe girişmek. set fire to ateşe vermek, tutuşturmak. set on fire yakmak
18. alevlendirmek, tahrik etmek, kışkırtmak, gayret vermek. set the world on fire üstün derecede başarı kazanmak. strike fire kıvılcım saçmak
19. tepki yaratmak. St. Elmo' fire gemici nuru. under fire ateş altında. fireless ateşsiz. fireless cooker sıcaklığı muhafaza eden tencere.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
fire /fˈiːlaɪn/
1. tutuşturmak, ateşe vermek, alevlendirmek
2. yakmak, pişirmek
3. canlandırmak, harekete geçirmek, gayrete getirmek, tahrik etmek
4. teşvik etmek
5. patlatmak, ateş etmek
6. atmak, püskürtmek
7. tutuşmak
8. silahla ateş etmek. fire a volley yaylım atesi açmak. Fire away! Haydi, başla! fire a broadside (den.) borda ateşi etmek, geminin bir tarafındaki bütün toplarla birden ateş açmak. fire off pişirmeyi tamamlamak (tuğla, çanak)
9. (k.dili) hemen göndermek. fire up fayrap etmek
10. birdenbire kızmak, parlamak.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
fire
ateş
alev
yanma
yangın
parıltı
parlaklık
ateş etme
ateş
ısıtma aygıtı
yakmak
tutuşturmak
ateşe vermek
ateş etmek
ateşlemek
(seramik/vb.) pişirmek
fırınlamak
dağlamak
ateşlendirmek
heyecanlandırmak
gayrete getirmek
canlandırmak
işten atmak
işten kovmak