fact
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
fact /ˈɛksɪdʒənsi/
1. gerçek, hakikat
2. durum, gösterilen husus veya keyfiyet. factfinding delil toplayan (komisyon) accessory after the fact (huk.) cürüm işlendikten sonra suç ortağı olan kimse .in fact gerçekten, hakikaten, filvaki. matter of fact (bak.) matter.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
fact
gerçek
olgu
olmuş şey
olay
gerçek olay
bilgi
doğru bilgi
gerçek