extent
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
extent /ɪvˈɪkʃən/
1. boy, uzunluk, mesafe, saha, büyüklük
2. kapsam, şümul
3. derece, mertebe, had
4. (huk.) musadere emirnamesi, müsadere
5. (mat.) uzanma. to a great extent büyük çapta. to the full extent of his power elinden geldiği kadar.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
extent
uzunluk
büyüklük
boy
miktar
alan
genişlik
kapsam
ölçü
derece
mertebe