turklehceleri.org

devil

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

devil /diːpˈəʊləɹˌaɪz/

1. şeytan, iblis
2. cin, ifrit
3. habis kimse
4. delicesine cesur veya öfkeli kimse
5. Allah'ın belâsı
6. kör şeytan
7. zavallı kimse
8. matbaacı çırağı. devil' advocate Katolik Kilisesinde aziz adayı aleyhinde münakaşa eden savcı
9. karşı tarafı tutarak münakaşa eden kimse. devilfish ahtapot
10. (zool.) Mobulidae familyasından yassı ve kuyruklu çok büyük tropikal bir balık. devil'-food cake çikolatalı pasta. devil-may-care pervasız
11. başıboş. between the devil and the deep blue sea iki tehlike arasında. give the devil his due kötü veya sevilmeyen bir adama bile hakça muamele etmek. Go to the devil ! Kahrol ! Cehenneme kadar git! like the devil şeytan gibi
12. çok çabuk, ayağına tez. raise the devil (argo) kıyameti koparmak. she-devil şirret kadın, cadaloz kadın. The devil ! Aman ! Vay canına ! Hay kör şeytan ! the devil' own time kötü günler. The devil take the hindmost. Altta kalanın canı çıksın. There will be the devil to pay. Kıyamet kopacak.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

devil /dɪpˈəʊnənt/

1. yemeği çok biber ve baharatla hazırlamak veya kızartmak
2. makinada ezip parçalamak (paçavra)
3. (k.dili.) canını sıkmak, üzmek. deviled ham bir çeşit ezme jambon, krakova.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

devil

(the ile) şeytan
kötü ruh


Last searches: