turklehceleri.org

de

Explanatory Azerbaijani Dictionary (Orucovun, 2006)

de

I. “D” hərfinin və bu hərflə işarə olunan samitin adı.

II. dan. bax di.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

de /sˈɪnɪk/

1. (önek) -den, -dan, aşağı, tamamen, mahrum.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

de-

(önek) -den
-dan
aşağı
tamamen
mahrum

Kyrgyz—Turkish Dictionary

de-

1.demek; söylemek; emne dediñ: ne dedin?; deeli yahut deyli: diyelim; degen menen: ne dense densin lakin...; öylesi öyle, amma…; bununla beraber; kün, tün debey (yahut debesten): gece gündüz demeden, geceli – gündüzlü; yirmi dört saat; çaş, karı debey: genç ihtiyar demeksizin: hem gençler, hem ihtiyarlar; eñ köp degende: en çoğu; azami beş gün; hiç de beş günden fazla değil; on kün degende: on gün geçer – geçmez; eñ çok degende: topu topuna; en azı; asgarisi; a degende: 1) olduğı anda; 2) durup – dururken; esaslı bir sebep yokken; ana - mına degende (yahut degiçe) cönöy turğan ubakıt kelip kaldı: şöyle - böyle derken, yola çıkma zamanı da geldi; a dep kelgenimde: ben gelir-gelmez; ben ilk defa geldiğimde; aytayım degenim: demek istediğim; bak ben ne demek istiyorum; alamın degendey kıldı: güya alacak gibi davrandı; öl dese ölüp, tiril dese – tirilgen: her şeyi itirazsız yaptı (harf.: öl! deseler- öldü; dirildi! deseler- dirildi); akılduu dese- akılduu çıyrak dese – çıyrak: akıllı istersen- akıllı, atik istersen- atik; ooy, deseñçi, al kündör esten çıkpayt!: ah efendime söyliyeyim, o günler unutulamaz!; emnege(yahut nege) deseng: bu, ondan, dolayıdır, ki… 2. tesmiye etmek; ad vermek; tesmiye edilmek; adlanmak; tesmiye edilmiş, adlanmış olmak; değen: denilen; adlanan; (adet olduğu üzere, tesmiye edilen şey dinleyene meçhul olduğunda yahut taaccup, memnuyetsizlik ifadelerinde kullanılır); oş degen şaarda: oş denilen şehirde; yenot degen ayban: yenot denilen hayvan; üç kün değende ürümçö degen şaarga kirişti: üç gün geçince ürümçö denilen şehre girdiler; bul emne degeb kep-: bu nasıl söz!; bu da ne demek-; 3. düşünmek; niyet etmek; bir gaye gözetmek; emne dep keldiñ? : ne maksatla geldin? ; okuymun dep keldim: okumak maksadıyla geldim; aytayın degenderimdi ayta albay kaldım: söylemek istediklerimi söyliyemeden kaldım; biz attanalı dep catkanda: biz atlara binmek üzere iken; şamal bastayın dedi: rüzgar dinmek istiyor, dinmeye başlıyor; baray desem, butum ooruyt: gitmek isterdim, fakat bacaklarım ağrıyor.

Explanatory Turkmen Dictionary (Kyýasowa, 2016)

de

[de:] I, Türkmen milli elipbiýiniň "D" harpynyň ady. -DE [de:] II, "Hem" manysynda gelýän ugurdaşlygy görkezýän baglaýjy kömekçi. Ata-da, Myradam biziň bilen bile bir mekdepde okaýar. Näzlene-näzlene güldi-de gitdi (G. Seýitliýew).

Uyghur—Turkish Dictionary (Kurban, 2016)

de

Ki; ne de olsa; ise; ama, fakat, ve, için bağlaçlarını karşılar. Uygur Türkçesindeki bu edatın kalın şekli (da) yoktur, yani tek şekillidir. Ayrı yazılır. Şekil cihetinden Türkiye türkçesindeki dahi edatı 'da, de' edatlarına benzese bile vurguladığı anlam farklıdır. Özeng kelmeysen de – Kendin gelmedin ki. Waxtim bolmidi de – Vaktim olmadı ki. Pah, taza chirayliq iken de! – Vay, çok da güzelmiş! Almilar rasa boptu de! – Elmalar çok daha iyi tutmuş. U keldi de ishni bashlidi – O geldi ve hemen işe başladı. Zeynep akisini kördi de xoshal boldi – Zeynep ağabeyini gördü ve sevindi.

Uyghur—Turkish Dictionary (Kurban, 2016)

-de

Bulunma eki; bk. -da. Mende – Bende. Sheherde – Şehirde.


Last searches: