cuk
Kyrgyz—Turkish Dictionary
cuk
I, herhangi yapışan bir nesne (meselâ, kabın kenarlarına yapışan aş kalıntıları); cuk-cabur : kalıntı, artık; cuk-cuburun kaltırbay cıyıp terip aldı : hiçbir şey bırakmadan topladı; cuurat tögülsö, cugu kalat ats. cuurat (bk.) dökülürse (herhalde kapta) bir şey kalır.
Kyrgyz—Turkish Dictionary
cuk-
II, yapışmak; catkanga caan cukpayt ats. : <
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
cuk
şey, eşya, bir şey, hiç bir şey. ~ aytmağanlay ketdi: bir şey söylemeden gitti, ~dan artha turmağan: hiç bir şeyden geri durmayan, hiç bir şeyden çekinmeyen, ~un bilmegen: bir şeyini bilmeyen (ne yaptığını bilmeyen), ~ bitmegen: hiç bir şey bitmeyen, ~ cokdu: bir şey yok, bu ~ğa kelişmeydi: bu bir şeye uymuyor, ~ koymay aşadık: bir şey bırakmadan yedik, ~ğa sanamağan: hiç bir şeye yaramayan, butum ~ sezmeydi: bacağım bir şey hissetmiyor, bir ~ avuzlan: bir şey atıştır, ~ğa da caramadı: bir şeye de yaramadı, aña bir ~ ayt: ona bir şey söyle.