turklehceleri.org

con

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

con /kˈɒmɜːs/

1. (den) gemiyi yöneltmek.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

con /kəmˈɜːʃəlˌɪzəm/

1. ( A.B.D), (argo) suçlu
2. dolandırıcılık.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

con /kəmˈɜːʃəl/

1. öntakı ile, beraber.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

con /kəmˈɜːʃəlˌaɪz/

1. (edat), (müz.) ile. con brio, con spirito canlı olarak.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

con /kˈɒmɪ/

1. karşı, aleyhte
2. aleyhtar, karşı taraf. pro and con lehte ve aleyhte. pros and cons lehte ve aleyhte olan noktalar (kimseler)

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

con /kəmˈɪŋɡəl/

1. (-ned, -ning) atlatmak, yutturmak
2. okumak, tetkik etmek.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

con

aleyhte çekit/kimse
kazık
üçkâğıt
mahkûm
tutuklu
kazıklamak
dolandırmak

Kyrgyz—Turkish Dictionary

con

I, 1. omurga kemiği (amudu fı-kari); con talaştıra çap- (yahut sal , yahut ur-) : sırta vurmak; con tüy- 1) kanburlaşmak; 2) mec. : ehemmiyet vermemek , kulak asmamak; conunan aytkanda : deni-lince , denildikte; 2. dağ sırtı.

Kyrgyz—Turkish Dictionary

con-

II, yontmak , rendelemek; cıgaç condum : değneği rendeledim.

Sakha—English Dictionary (Straughn, 2006)

con

n. people, relatives [conumsax a. sociable


Last searches: